Cahit Külebi'nin Hikâyesi

Cahit Külebi’nin bu çok sevdiğim şiirinin yazılma öyküsünü bugün katıldığı bir TV programında yakın dostu Adnan Binyazar’dan dinledim. Cahit Külebi ve büyük bir aşkla bağlı olduğu eşi evde kavga ederler ve her biri başka bir odaya gider. Külebi oturup bu şiiri yan odadaki eşi için yazar ve bitirdiğinde götürüp kendisine okur.

Eşinin ölümünden sonra Külebi’nin hayattan iyice koptuğunu da anlattı Adnan Binyazar. Ankara’da hasta yatağında onu ziyaret ettiğinde Külebi ona kedisinin de öldüğünü, onu ağacın altına gömdüğünü anlatır. Büyük şairin hayattan vazgeçişi ve ölüme teslim oluşu Adnan Binyazar’ı derinen etkiler ve daha sonra Külebi anısına “Şairin Kedisi” isimli öyküyü yazar.
HİKÂYE

Senin dudakların pembe
Ellerin beyaz,
Al tut ellerimi bebek
Tut biraz!

Benim doğduğum köylerde
Ceviz ağaçları yoktu,
Ben bu yüzden serinliğe hasretim
Okşa biraz!

Benim doğduğum köylerde
Buğday tarlaları yoktu,
Dağıt saçlarını bebek
Savur biraz!

Benim doğduğum köyleri
Akşamları eşkıyalar basardı.
Ben bu yüzden yalnızlığı hiç sevmem
Konuş biraz!

Benim doğduğum köylerde
Kuzey rüzgârları eserdi,
Ve bu yüzden dudaklarım çatlaktır
Öp biraz!

Sen Türkiye gibi aydınlık ve güzelsin!
Benim doğduğum köyler de güzeldi,
Sen de anlat doğduğun yerleri,
Anlat biraz!

Ocak 2012